Genel

Feminist Orwell Distopyasına Adım Adım

Haber: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/tdkdan-cikiyor-oynak-taze-musait-yollu-40753590

Ankara 6. İdare Mahkemesi, “oynak”, “taze”, “müsait”, “yollu” gibi kelimelerin argo anlamlarının kadını aşağıladığı, küçük düşürdüğü gerekçesiyle Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünden çıkarılmasına karar verdi.

Kararda, “Toplumsal cinsiyetçilik içeren kelime yapılarına çalışmalarında yer vermemesi, davalı idarenin uluslararası ve ulusal normlardan kaynaklanan görevidir. Dava konusu kelimelerin argo anlamlarının, Türkçe’nin ticari hayatta, kitle iletişim araçlarında, eğitim ve öğretim kurumlarında ve sosyal hayatın diğer alanlarında doğru ve güzel kullanılması hususunda öncü görevi üstlenen Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde ve internet sayfasında yer almasının hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır” denildi.

Feminizmin etkisi altındaki mahkemelerin muhakeme yeteneklerini tamamen yitirdiklerini bir kez daha saptamış bulunuyoruz. Neden-sonuç ilişkisi gibi en temel mantık ilkesini uygulayamayan idari mahkeme, neden-sonuç ilişkisini tepetaklak etmiş ve bilimsel bir konuyu bildiğini iddia etmiş.

Sözlükler, halka nasıl konuşacağını öğreten ders kitapları ya da üretilmiş bir dilin tanıtımını yapan broşürler değildir. Mahkemenin sandığı gibi, “uluslararası normlara” göre dil üretmezler. Sözlükler bir üretim aracı değildir; var olanı saptayan belgelerdir. Sözlükler, halkın konuştuğu dilde yer alan sözcükleri toplu olarak saklayan derlemelerdir. Yaygın anlam konusunda tereddüt oluştuğunda başvuru kaynağı olarak da iş görürler. Demek ki, sözlük sonuçtur. Dilimizin nedeni değildir.

Oysa mahkeme “Türk milleti adına” sözlüğün dilimizin nedeni olduğuna karar vermiş. Bu, sözlükte yer almıyorsa o sözcüğü kullanmamız için bir “neden” de yok demektir. Bu durumda, bir kadına, örneğin davacı kadına birisi “yollu” derse, kadının hakaret davası açması için bir “neden” kalmamıştır. Öyle ya; sözlükte yeri olmayan bir anlam, yoktur. Yollu denildiğinde bunun bir aşağılama içerdiğini mahkeme neye başvurarak tespit edecektir? Mahkeme bu kararı ile, kadına argo “oynak” diyerek aşağılamak isteyen birini rahatlatmıştır. Çünkü bu sözcüğün argo bir anlamı kalmamıştır. İşin kötüsü, “yollu” kelimesinin ifade ettiği anlamı hangi kelime ile ifade edeceğimiz konusunda mahkemenin bir önerisi de yoktur (!). Çünkü -dikkat edin- karar “anlamı” mahkum etmiştir, kelimeleri değil.

Böylelikle artık mahkemelerimiz, liberallerin her vesileyle kafamıza çaktığı o ünlü dikta rejimlerinin kitap yakma uygulamasını ufak bir ölçekte gerçekleştirmeye başlamıştır. Sözlüğün bir parçası yakılmıştır. Türkler iffetsiz kadınlar için bu sözcükleri kullanmayı sürdürecekler ama sözlükler bu durumu belgeleyemeyecek.
Mahkemenin kadın üyesi, ilginç şekilde karşı oy kullanmış ve “Bu ifadelerin kadınlara ayrımcılık yapmak gibi veya söz konusu ifadeler ile kadına şiddet uygulanmasına zemin hazırlanması gibi bir amaç güdülmediğinden tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı görüşü ile aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum” demiş. Bu üye daha akla yakın davranmak istemişse de, o da yukarıdaki mantık hatasının farkında değil ve TDK’nın niyetini okuyarak karar vermeye çalışmış.

Bu kararın diğer bir sonucu ise bakın bizi nereye götürüyor. Haziran 2013 olayları sırasında “çapulcu” ve “darbe” sözcüklerinin siyasiler tarafından yanlış bir anlam verilerek kullanılması sonucunda (ve büyük olasılıkla o siyasilerin talebiyle) TDK bu sözcüklerin anlamını “düzen karşıtı” ve “demokratik yolla iktidarı değiştirme” olarak değiştirmiş, olaylara sempati duyan pek çok liberal ise bunu eleştirmişti. Bu kez mahkemenin bir liberal düşünce savunucusunun lehine “yollu” vb sözcükler için verdiği karar, “çapulcu” sözcüğünün başına geleni olumluyor. Demek, liberaller, eleştirdikleri o siyasilerle aynı mevziden ateş etmeye başladılar.

Çünkü liberalizm ve sitemizin konusu olan feminizm, düzeltici olma iddiasında olan bozucu ideolojilerdir. Kadını sakatlarla, eşcinsellerle aynı kefeye koyarak aşağılayan feminizmin ta kendisidir; gelenekçi aile yapısını savunanlar değil. Ahlaksız kadınları tanımlayan sözcükleri sözlüklerden çıkarmak, hiç bir kadının bu ahlaksızlıkları yapmadığını öne sürmeye denktir. Pek yakında “orospu çocuğu” ve benzer sövgü sözcükleri için de davalar açılacaktır; bekleyin. Bundan bir sonraki aşama artık “kadın” sözcüğüyle kötü çağrışımlı herhangi bir sözcüğün yan yana kullanılmasının yasaklanmasıdır. Orwell’in 1984’ündeki “yenikonuş” faşizmi aşama aşama, üstelik “özgürlükler” ve liberalizm adına uygulamaya geçirilmektedir! Feminizm, Hayvan Çiftliği’ndeki domuz misali, “hepimiz eşitiz ama kadınlar daha eşit” demektedir.

Bu ülkenin kadın ve erkek her yurttaşının anlaması gereken, artık ateş altında olanın ahlaklı ve akıllı insanlar olduğudur. Feminizm erkeklere, şu partiye, bu mezhebe değil; haysiyet sahibi ve aklıbaşına bütün insanlara zulmediyor.

1 Comment

  1. Adsız

    Avrupa Birliği parasıyla yayınlanan “Ayrımcı Sözlük”te feministlerin yakın gelecekte yasaklamak isteyecekleri bir sürü söz listelenmiş durumda. Yazar, “İzmirin havasıyla kızına güven olmaz” dememizi istemiyor mesela. Çingenelerin kapı gıcırtısına oynadıklarını söylememizi istemediği gibi. Yani ulusların ayırt edici özelliklerini anmak ırkçılık, cinsiyetlerin ayırt edici özelliklerini anmak cinsiyetçilik kabul ediliyor. Gerçekleri gör ama söyleme deniyor. Liberalizm bataklığına hoş geldiniz…

Leave a Reply

Doğrulama *Captcha loading...

Pin It on Pinterest